
Kozmetik dünyası kokulu gülü hem görsel olarak hem de ismen çok kullanır. Kokulu gülün kozmetikte kullanılışının tarihte çok uzun bir geçmişi olmasına rağmen bugün diğer bazı bitkisel kozmetikler gibi ön plana geçememiştir. Rosa damescena ile yapılmış bilimsel araştırma çok az olmasına rağmen çok önemli neticelere işaret ediliyor.
Gül ekstresinin güneşin ultraviyole ışınlarına karşı koruyucu etkisi ilk olarak 1979 yılında, daha sonra 2003 yılında bilim dünyasına tanıtıldı. İki araştırmada da UV ışınlarını önleyici, bu ışınları absorbe edici etkisinin çok yüksek olduğu, bu koruyuculuğun güldeki polifenol bileşiklerden kaynaklandığı 2011 yılında da gösterilmiştir. Ultraviyole ışınlarının koruyucu faktörü (SPF), 200 den 400 nm değerindeki sınırları içinde gül özütlerinin faydalı olacağı rapor edildi. Bu sebeple güneşe karşı kullanılan güneş kremleri ve yağlarında gül ekstrelerinin kullanılabileceğinin altı çizilmektedir. Ayrıca Rosa damescena uçucu yağının antibakteryel ve antioksidan etkisi de bilimsel olarak ispat edilmiştir. Bu bağlamda uçucu yağın Akne mikrobuna karşı etkisi ayrıca saptanmış olup, genç kızların sivilce sorunları için hazırlanacak kozmetiklerde kullanılması tavsiye edilmektedir. Bu birkaç araştırma bile Rosa damascenanın kozmetik ürünlerde istikbal vadeden önemli bir ürün olacağını göstermektedir.